IngiltereGüncesi - 4



Merhaba,

Benim için biraz zor geçen bir hafta oldu. Malesef çocuk gibi parkta soğuk metal banka oturduğum için hasta oldum ve iyileşmem zaman aldı. Ama şu an çok iyiyim. Bu durumun diyet yaparken yaşanmış olması ve üstüne bir de aylık periyodumun denk gelmesi tam bir fiyasko oldu. Bu nedenlerle verdiğim 3 kilonun hastalıktan mı diyetten mi gittiğini, vücudumun topladığı ödemin verdiğim kiloya ne kadar yansıdığını bilmiyorum :))) Olsun yine de 6 günlük diyeti -3 ile tamamladım ve sağlıklı beslenme-aburcubur yok yöntemi ile yoluma devam ediyorum.

Benden haberler bu kadar ama güncemiz devam ediyor elbette ;)

* Sevdiklerim 

1- Umumi tuvaletlerin temizliği. Sevdiğim şeye bakın ne kadar enteresan :))) Waterloo Tren İstasyonu'nda ve piknik için gittiğimiz Hampton Court Park'ta tuavaleti kullandım ve ikisi de çok temizdi. Ne yerde tuvalet kağıdı vs. ne de taharet musluğu bile olmayan klozetlerde bir pisliğe rastladım. Üstelik tuvaletler ücretsizdi.

2- Kolayca salata yapabilmek. Açıkçası mutfak aşığı ve çok becerikli bir insan değilim. Pratik olan herşeyi severim, özellikle de konu salata ise bayılırım. Malzemeleri doğramadan salata yapmanın keyfine varıyorum burada. Çünkü hazır yıkanıp doğranmış marul ve yıkanıp yaprak yaprak hazırlanmış yeşillik ve hatta rendelenmiş yada doğranmış havuç alabiliyorum marketten. 




3- Çilek reçelime kavuşmam. Rahmetli büyükannem müthiş kokulu Sekiören (Kütahya) çileklerini iri iri doğrar reçel-marmelat arası az sulu reçel yapardı ve en sevdiğim reçel buydu. Sekiören çileği kadar kokulu olmasa da aldığım Fransız Çilek Konservesi hemen hemen büyükannemin reçeli gibi. 
4- New Malden High Street gibi mağazaların ve restoranların olduğu caddelerde Sivil Toplum Kuruluşlarına ait mağazaların olması. Bu mağazalarda kurum ve insanların bağışladığı herşey tıpkı bizim kermeslerimizde olduğu gibi o STK'nin yararına satılıyor. 



* Sevmediklerim

1- Bankaların her şubesinden hesap açamamanız ve hesap açmak için başka bir güne randevu verilmesi. Çok şaşırtıcı aynı zamanda değil mi? Bireysel banka hesabı için New Malden High Street'teki Barclays şubesine gittim geçen hafta. Görevli bana "bu şubede hesap açamıyoruz, tavsiyem Kingston yada Wimbledon gibi büyük şubelerden online başvuru ile randevu almanızdır. 2 kere gitmiş olmazsınız." dedi ve bir broşür verdi. Ben de online başvuru ile Wimblodon şubesinden randevu aldım. Önümdeki Perşembe gününe :(


* Şaşırdıklarım

1- Sorgulanmadan ve yargılanmadan yardım almak. Bu gerçekten muazzam bir deneyim. Pazar günü piknik için gittiğimiz Hampton Court Park'ta bir baktım Mehmet Diana Fountain/ Diana Fıskiyeli Havuzu ve Heykeli'ne doğru koşuyor ve bulunduğumuz yerle havuz arasından yol geçiyor. Sadece 20 saniye kafamı çevirmemle adam 300 metre koşmuş inanılır gibi değil. Kalktım depara ama yetişmem mümkün değil. Ama çok enteresan bir şekilde koşarken de rahatım çünkü arabaların geçtiği yol tek şerit ve yavaş geçiyorlar, artı yayalara çok saygılılar. Yetişemeyeceğim kesin ama koşuyorum içimden de diyorum ki en fazla yolu geçer havuzun yanında durur. Ben koşarken Mehmet yola ulaştı biraraç durdu yol verdi karşıya geçti ama araç tekrar hareket etmedi sürücü benim koşuşuma göre yönlendirirken yolcu indi ve Mehmet'i havuza ulaşmadan yakaladı ve ben ulaşana kadar bırakmadı. Nefes nefese teşekkür ettim Mehmet'i kucakladım ve yolcu arabaya binip bana el sallayarak gitti. Ne bir "çocuğuna sahip çıksana kardeşim" ne bir korna (arkadaki 10larca araç da dahil) ne bir ters bakış yada ayıplama içeren herhangi bir şey. "OH BE" dedim içimden "DOĞRU YERDEYİM."
Olayın yaşandığı yer :) 

2- Köpeklerin hepsinin acaip eğitimli olması. Mahir'in Londra'nın Bahçeşehir'i tabir ettiği Richmond-Kingston bölgesinde yaşamamız dolayısıyla doğa ile çok içiçeyiz park, bahçe, orman dolu heryer. Doğal olarak köpeği ve hatta genelde köpekleri ile gezen yada onları yürüyüşe çıkaran birçok insanla karşılaşıyorum. Köpeklerin eğitimleri beni mest ediyor diyebilirim. Sahibinin onayı olmadan sizi koklamayı vs bırakın yanınıza bile yaklaşmıyorlar yada yerde duran topunuza-frizbinize vs asla musallat olmuyorlar. Her parkın giriş-çıkışlarında köpek çöplerinin atılması için ayrı konteyner yada çöp kutuları mevcut. Hiçbir yerde köpek dışkısına rastlamadım. Hiçbir yerde havlayarak ortalığı yıkan köpeklere rastlamadım. Hiçbir yerde köpekleri görünce çığlık atan, yol değiştiren insanlara da rastlamadım ;) 

Bugünlük de bu kadar :)

Sevgiler...










 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sonbahar ve Yeni Okul Yılına Hazırlık

Bir Anne Adayı Olarak Öğrendim ki - 1 : PERSENTİL

SON YAPRAK (The Last Leaf)