Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ağva - Tartaruga Motel - Şile

Resim
Merhaba , Gecikmiş bayram tatili yazımı en sonunda yazmaya fırsatım  oldu. İstediğim gibi paylaşım hızıma kavuşamıyorum bir türlü. Birçok sebebi var bu durumun ancak sizleri bunlarla sıkmaktansa güzeliklerden bahsetmeyi tercih ederim.  Öncelikle Ağva İstanbul'un Şile ilçesine bağlı sevimli bir Karadeniz beldesi ve biz ailecek bu Kurban Bayramı'ndaki tatilimizi orada geçirdik. Bayramın ilk günü kahvaltımızı yaptıktan sonra Bahçeşehir'deki evimizden çıktık ve yaklaşık 2-2,5 saat civarında Ağva'ya ulaştık. Ağva'ya ulaşmak için Şile'den sonra iki yol mevcut birisi sahil yolu diye geçiyor, ormanların içinden köylerden geçerek çok az bir kıyı şeridi ile Ağva'ya ulaşıyor. Şile'yi geçtikten sonra Çayırbaşı köyünden sola dönülerek Kabakoz,Karacaköy,Şuayipli ve Kurfallı köyleri üzerinden Ağva'ya varıyor. Diğer yol ise bu yolla aynı manzaraya sahip olan ancak daha bozuk olan bir yol. Yine Çayırbaşı köyünden sağa dönülerek Yeniköy,Teke ve Gökmas

Okula Dönüş Haftası Hakkında

Resim
Merhaba , 1 Eylül tüm öğretmenler için "OKULA DÖNÜŞ" manası taşır ve ben bir öğretmen olarak mesleğimin 11. yılına yeni bir okulda başlamanın heyecanını yaşıyorum. Her yeni ortam insanı heyecanlandırır, öğretmen olarak çalışmış olacağım 4. kurum olan Esenkent Atatürk Ortaokulu'na tayinim beni çok mutlu etti  ve doğal olarak heyecanlandırdı. Pazartesi günü yeni okuluma heyecanım kadar soru işaretlerimi de beraberimde götürdüm. Sonuçta dershane ve özel okul kariyerimden sonra MEB'e geçtiğimde Sazlıbosna'da da özel okul gibi çalıştım ve tek öğretmen olmanın rahatlığını yaşadım. Ancak burada 5-6 Fen Bilimleri Öğretmeni bir arada nasıl çalışacağız diye merak etmekten kendimi alamadım. Karşıma nasıl insanlar çıkacağını merak etmem de cabası. Ama her zaman yeni bir yere giderken içimden ettiğim duayı tekrarladım : "ALLAH İYİ İNSANLARLA KARŞILAŞTIRSIN" Ve... en azından ilk izlenim olarak çok şükür iyi insanlarla karşılaştım. Özellikle Fen Bilimleri Z

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ÖĞRETMENLERE HİTABI

Resim
Merhaba, Sazlıbosna Ortaokulu'na atandıktan sonra, 14.Eylül.2010 Salı günü öğretmenler odasına ilk girdiğimde Kütahya Öğretmen Lisesi'ndeki yıllarımdan sonra unutmuş olduğum bu hitabı duvarda asılı gördüğümde nasıl heyecanlandığımı anlatamam.  Benim için bir işaret , bir yol haritası oldu ve zaman zaman bazı kişi ve durumlara karşı kendimi çaresiz hissettiğimde karşısına dikiliiip tekrar tekrar okuyarak motive ettim kendimi. Bugün de bu motivasyona ihtiyaç duyuyorum ve benim gibi bu motivasyona ihtiyaç duyan yaklaşık 19 milyon insan olduğuna inanıyorum. Sevgiler... MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ÖĞRETMENLERE HİTABI (KÜTAHYA LİSESİ - 24 MART 1923)    "Muallime hanımlar ve muallime efendiler, bu irfan yuvası altında hepinizi bir arada görmekten ve hepinizi selamlamaktan çok memnunum.    Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, gerçek mutluluğa ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri memlek

Zaman Yönetimi ve Ben

Resim
Zaman Yönetimi 1900'lü yılların ortalarından sonra literatüre girmiş bir kavram. Çünkü öncesinde bilgi ve yaşam bugünlerdeki kadar hızlı akmadığından zamanı yönetmek diye bir eyleme de ihtiyaç yokmuştur sanırım.  Zaman yönetimi ile ilgili seminerlere katılmadım yada eğitim almadım. Ancak bu tür seminerlere katılan yada eğitim alan kişilerin sohbetlerine çok katıldım. Ayrıca konu ile ilgili gözüme çarpan makaleleri de hep okudum. Ama sizlerinde anlayacağı üzere bu konunun üzerine özel olarak eğilmişliğim yok.  Ama hayat içerisinde bir çok konuda gözlemlerim bana şunu öğretti. Eğer kişilik olarak diğer insanların tecrübelerini rahat özümseyebiliyor ve özetler çıkarabiliyorsanız; onların özel olarak eğildikleri konular hakkında kendinizi yetiştirmeniz mümkün. Yeter ki karşınızdaki bir şey anlatırken dinlemeyi ve satır aralarını okumayı bilin.  Bu nedenle size zamanı yönetmek için şöyle yapın , böyle yapın demeyeceğim ; öyle bir yetkinliğe sahip de değilim zaten. Ama kendi

Benim İçin Yılın Konseri : Pink Martini

Resim
"Kişi kendinden bilir işi" hayat düsturlarımdandır, herhangi bir konuyu örneklerken çok kullanır ve hayatımdan örneklerle konuyu süslemeyi severim. İşte bu nedenledir ki, bu yıl benim için yılın konseri doğal olarak yarın gideceğim PINK MARTINI Konseri. Ben her tür müzik dinlerim. Yeri geldiğinde arabesk bile sevdiğim olur. Öyle dinlediği müziğe göre insanları sınıflandırmak yada yadsımak bana uymaz. Ama hayatımın bir döneminde çok dinlediğim ROCK ve METAL müzik benim için vazgeçiilmezdir; bir de 25-26 yaşından sonra dinlemeye başladığım ve çok sevdiğim JAZZ, LATİN ve LOUNGE müzik.(Üçü birleşince VINTAGE MUSIC deniliyormuş yeni öğrendim) İşte Pink Martini Vintage Müzik'in tüm dünyada en sevilen temsilcilerinden. 15 Temmuz'da BUIKA ile birlikte Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde sahne alacaklarını duyunca acaba uyar da gider miyiz diye içimden geçirmiştim. Ancak Buika'yı canlı dinlemek nasip değilmiş, bilet bulamadık.(Bilet bulamama sebeple

True Blood Final Sezonu

Resim
Her zamanki gibi kitaplarını okumuş olduğum bir vampir serisi, True Blood . Okurken Japon bilim adamlarının sentetik kanı icat etmesiyle vampirlerin kendini ifşa etmiş olması mantık olarak çok hoşuma gitmişti ve itiraf etmeliyim ki ilk kitaptan itibaren serinin her kitabının çıkmasını ve Türkçemize çevrilmesini heyecanla bekledim.14 kitaplık serinin son kitabı olan Patron Ölüsü'nü özellikle (okumamak için) almayıp yaz tatiline sakladım(ki bu hafta alıp okuyacağım çünkü dizi başladı). Dizisinin çekileceğini duyduğumda ise resmen mutluluktan havalara uçtum. Eric Northman karakterini kimin canlandıracağı sorusu aklımdaydı elbette ve Alexander Skarsgard müthiş bir seçimdi. Sezonlar ilerledikçe senaristler kitaplardan oldukça uzaklaşmış olsa da diziyi belli bir çerçeveden dışarı çıkarmadan başarı ile devam ettirdiler. Ve... benim de üzülerek tahmin ettiğim üzere tadında bırakarak bu sezon final yapıyorlar.  Amerika'da gösterilen bir çok dizinin aksine kış ay

DJ... Xenep In The House Again , Give Me The Music ...

Resim
Merhaba, 16 Mart'tan bu yana ne kadar çok zaman geçti ve ben blogumu iyice boşladım. Ama bu 3,5 ay içerisinde o kadar çok şey yaptım ki ... Ve zaman su gibi akıp geçti. 30'lu yaşlar çabuk geçer dedikleri bu olsa gerek. Öncelikle yoğun tempoma sebep olan Müdür Yardımcılığı görevim 1 Temmuz itibariyle sona erdi, böylelikle yaz tatiline girdim ve 1 Eylül'e kadar da tatilde olacağım. Mehmet ise 16 aylık olduğu için artık eskisi kadar yoğun bakım istemiyor. Bebeklikten çocukluğa doğru hızla ilerliyor diyebiliriz. Bir konuşsa geriye bir tek tuvalet eğitimi kalacak. Kendi kendine yetiyor maaşallah. Gece uykusu sorunsalı da çözümlendi sayılır, artık bazen tek bazen de 2 uyanışla tüm geceyi tamamladığımız için uykumu daha iyi alıyorum. İşte tüm bu olumlu gelişmelerden dolayı tekrar kendime ve dolayısıyla bloga vakit ayırabilecek duruma geldim. Şu an sadece bir çıkış noktasına ihtiyacım var. Her konuda yazabilme ve araştırabilme yetisine sahibim sanırım. Teklif ve tavsiyele

Brownie Kurabiye Yaptım

Resim
Bugün Yerli Malı Haftası'nda değerli velim Yıldız Uzun'un öğrencilerim için hazırladığı ve ben dahil herkesin çok beğendiği BROWNIE KURABİYE'yi pişirme fırsatı buldum. Malzemeler: 1 paket kakao , 1 paket kabartma tozu , 1 paket vanilya , 125 gram margarin , 1 çay bardağı sıvı yağ , 1 adet yumurta , 10 tepeleme çorba kaşıpı un ve şerbet için 2 çay bardağı sıcak su ile 2 çay bardağı şeker  Hazırlanışı : Fırınınızı 180-200 dereceye ayarlayın ve ısınmaya bırakın. Margarin ve sıvı yağı bir kap içerisinde karıştırarak eritin (çok ısıtmadan) . Başka bir kabın içerisinde bütün toz malzemeyi eleyin ve karıştırın. Margarin-sıvı yağ karışımı soğuk ise yumurtayı ekleyip karıştırın. Ardından tüm toz karışımı yavaş yavaş yağ-yumurta karışımına ağır ağır ekleyin ve kurabiye hamurunu elde edin.  Tepsinize yağlı pişirme kapıdı serin. İkram edeceğiniz misafire göre yada ikram çeşitliliğinize göre küçük küçük 30 adet yada normal boyda 20 adet kurabiye yuvarlayın. Kızmış

#berkinelvanolumsuzdur

Resim
Berkin ekmek almaya gittiğinde Mehmet'in yanındaydım.  Berkin hastaneye kaldırıldığında da.  Berkin bilmem kaçıncı ameliyatını olduğunda da.  Berkin gözlerini 269 gün boyunca gözlerini hiç açmadan, 16 kg bu dünyadan ayrıldığında da Mehmet'in yanındaydım.   Şu an binlerce insan Berkin için sokakta, ben yine Mehmet'in yanındayım.   Sabahtan beri aynı cümleler aklımda ; "Berkin, Mehmet olabilirdi. Mehmet ise, Berkin."   Boğazımda düğüm düğüm kelimeler, gözümde yaşlarla, ama en önemlisi yüreğimde gerçek bir öfkeyle geçirdim bugünü.   Bugün evimde Mehmetleyim Berkin, ama sana söz Mehmet o bebekken yaşanan herşeyi bilecek ona tek tek anlatacağım. Ali abisini, Ethem abisini ve Berkin abisini daha nicelerini ve yaşanan herşeyi bir bir öğrenecek.  Sana söz Berkin , Mehmet de bilecek yaşadığı ülkede bazen bir ekmeyin nelere mal olduğunu.   Ben sana sadece bunların sözünü verebiliyorum.   Çocuklar uyurken susulur, ölürken değil